Tutmak Ne Demek?

Tutmak Ne Demek? Tutmak Kelimesinin TDK Sözlük Anlamı Nedir?

  • Elde bulundurmak, ele almak

  • Örnekler:

    - Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu.
    Yazar: Ömer Seyfettin

    - Özellikler:

  • -i (-i)

  • Ele geçirmek, yakalamak

  • Örnekler:

    - Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı.
    Yazar: Ömer Seyfettin
  • ► avlamak

  • Örnekler:

    - Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz.
    Yazar: Refik Halit Karay
  • Yanında bulundurmak, alıkoymak

  • Örnekler:

    - Siz gelinceye kadar çocuğu ben tutarım!
  • Hürriyetinden yoksun bırakıp bir yere kapamak, tevkif etmek

  • Örnekler:

    - Vahşidir, hiçbir zaman onu kafeste tutmak mümkün değildir.
    Yazar: Sait Faik Abasıyanık
  • ► kaplamak
  • Kırağı, çiğ veya kar bir yüzeyde görünür durumda olmak, kalmak

  • Örnekler:

    - Şu yağan kar bir tutsun, seyreyle sen ertesi gün çocukları.
    Yazar: Sait Faik Abasıyanık
  • Denetimi ve yetkisi altına almak
  • Desteklemek, birinden yana çıkmak
  • Benimsemek, beğenmek

  • Örnekler:

    - Ama öylelerini de çevresinde kimse sevmemiş, tutmamıştır.
    Yazar: Tarık Buğra
  • Gereğini yapmak, yerine getirmek

  • Örnekler:

    - Verdiği sözü tutmuş, vaktinde gelmişti.
  • Uygun gelmek, çelişmez olmak

  • Örnekler:

    - Bir talih eseri olarak ondan gelen cevap benim kendi bulduklarımı tuttu.
    Yazar: Reşat Nuri Güntekin
  • Kapatmak, sarmak
  • Hizmetine almak veya kiralamak

  • Örnekler:

    - Burada bir kat tuttum. Yazı geçireceğim.
    Yazar: Peyami Safa
  • Bir işe herhangi bir anlayışla girişmek

  • Örnekler:

    - Yapıyı geniş tuttu.
  • Beddua, dua, ah vb. etkisini göstermek, gerçekleşmek, yerine gelmek, varmak

  • Örnekler:

    - Avradın ilenci tutarsa senin iki gözün kör olacak.
    Yazar: Memduh Şevket Esendal
  • Ulaşmak, varmak
  • Para toplamı ...-e varmak, değeri olmak

  • Örnekler:

    - Aldığım şeyler bin lira tuttu.
  • Bir yere uğramak

  • Örnekler:

    - Vapur İzmir'i tutmayacakmış.
  • Herhangi bir durumda bulundurmak

  • Örnekler:

    - Seksen bir yaşında da olsa çalışmak insanı zinde tutuyor.
    Yazar: Haldun Taner
  • Varsaymak, farz etmek

  • Örnekler:

    - Haydi tutalım babasının bir günahı vardı, çekti.
    Yazar: Memduh Şevket Esendal
  • Alacağa veya vereceğe saymak

  • Örnekler:

    - On bin lirayı borcunuza tuttum.

    - Özellikler:

  • -e (-e)
  • -i (-i)

  • Bir yere yaklaştırmak

  • Örnekler:

    - Biraz toz olsa mendilini burnuna tutar.
    Yazar: Abdülhak Şinasi Hisar

    - Özellikler:

  • -e (-e)
  • -i (-i)

  • Bir aleti kullanabilmek

  • Örnekler:

    - Ustura tutmak.
  • ► bağlamak

  • Örnekler:

    - Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım.
    Yazar: Bekir Sıtkı Erdoğan
  • Beklenen sonucu vermek

  • Örnekler:

    - Toprağa atılan her tohum bir ümittir. Tohum ya tutar ya tutmaz. Ya yeşerir ya yeşermez.
    Yazar: Şevket Rado

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • İş görebilmek

  • Örnekler:

    - Eli ayağı tutsun, açlıktan ölmesin, yeterdi ona.
    Yazar: Tarık Buğra

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Sürmek, zaman almak

  • Örnekler:

    - Bu iş iki saat tuttu.

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Yapışarak veya sokularak çıkmaz olmak

  • Örnekler:

    - Boya tutmadı. Çivi iyi tuttu.

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Bir şeyi kullanması için uzatmak

  • Örnekler:

    - Kucaklaşma sahanlıkta başlar ve ayakkabılarını çıkarıp karısının tuttuğu terliklerini giyene kadar Serdar'ın kolları boynunda kalır.
    Yazar: Tarık Buğra
  • ► sunmak

  • Örnekler:

    - Konuklara şeker tutmak.
  • İşgal etmek
  • Takip etmek, izlemek

  • Örnekler:

    - Tepeden inince Değirmendere'ye hâkim bir iz tutacaksınız.
    Yazar: Refik Halit Karay
  • Bırakmamak

  • Örnekler:

    - Baba sesini çıkarmadı hatta öksürüğünü bile galiba tuttu.
    Yazar: Peyami Safa
  • Sarmak, bürümek

  • Örnekler:

    - Hey başları duman tutmuş dağlar, hey!
    Yazar: Halk türküsü
  • Asılmak, kuvvetlice sarılmak

  • Örnekler:

    - Üç kişi tutarlarmış da onu pencerenin önünden çekemezlermiş.
    Yazar: Peyami Safa
  • Bir kimsenin yerini almak

  • Örnekler:

    - Bak azizim, dedim, ben senin yerini tutamam.
    Yazar: Yakup Kadri Karaosmanoğlu
  • Otobüs, vapur, uçak vb. hasta etmek
  • Herhangi bir durumda kalmasını sağlamak

  • Örnekler:

    - Kapıyı açık tutmayın.
  • Bir yerde kalmasını sağlamak
  • Bir sanat eseri geniş ilgi görmek

  • Örnekler:

    - Eğer piyes tutar da alkışlanırsa bir yazara yakışacak bir kıyafet giymeliydim.
    Yazar: Cahit Uçuk
  • Biriktirmek, tasarruf etmek

  • Örnekler:

    - Sen metelik tutuyorsun gibi geliyor bana. Ay başına kadar bana ödünç versene.
    Yazar: Memduh Şevket Esendal
  • Askerlikte, bankacılıkta durdurmak, blokaj
  • ...-dan başlamak

  • Örnekler:

    - Kadınların başında gördüğünüz bürümcükten, iç çamaşırlarından tutunuz da entarilik kaba pamuklulara kadar hepsi Osmanlı malı idi.
    Yazar: Falih Rıfkı Atay
  • Bir şeyi belleğe yerleştirmek

  • Örnekler:

    - Herkes aklından bir sayı tutsun.
  • Bazı takım oyunlarında karşı takım oyuncusunun hareketine ayakla veya vücutla engel olmak; markaja almak

  • - Özellikler:

  • spor (sp.)

Birleşikler: tutçek, vurtut, çultutmaz, yantutmaz

Atasözleri, Deyimler, Birleşik Fiiller veya Kalıp Sözler:
  • tut kelin perçeminden
  • tut ki
  • tuttuğu altın olsun
  • tuttuğu dal elinde kalmak
  • tuttuğunu koparmak

Tutmak kelimesi ile Google aramalarda en çok sorulan sorular şunlardır: Tutmak ne demek? Tutmak kelimesi nasıl yazılır? Tutmak kökeni nedir? Tutmak kelimesinin cümle içerisinde kullanımı.

'TUTMAK' Harfleri İle Yazılabilecek Kelimeler
2 Harfli Kelimeler3 Harfli Kelimeler4 Harfli Kelimeler5 Harfli Kelimeler6 Harfli KelimelerŞunlara da göz atmak isteyebilirsiniz:

Web sitemizde çerezler kullanmaktadır. Devam ederek çerez kullanımını kabul etmiş olursunuz. Detaylı Bilgi