Çıkmak Ne Demek?

Çıkmak Ne Demek? Çıkmak Kelimesinin TDK Sözlük Anlamı Nedir?

  • İçeriden dışarıya varmak, gitmek

  • Örnekler:

    - Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık.
    Yazar: Falih Rıfkı Atay

    - Özellikler:

  • -den (-den)

  • Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek

  • Örnekler:

    - Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı.
    Yazar: Atatürk

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak

  • Örnekler:

    - Çiçeği burnunda subay çıkar çıkmaz, ben size bir emir eri bulurum.
    Yazar: Haldun Taner

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek

  • Örnekler:

    - Yeni evimizden çıkıp eski evimize taşındık.
    Yazar: Yusuf Ziya Ortaç
  • Süresi dolduğunda ayrılmak

  • Örnekler:

    - Hastaneden çıkıp yollarda yürüyen kadın, annemin ölümüne ağlayan ben miydim...
    Yazar: Erendiz Atasü
  • Yapılmak, yürümek

  • Örnekler:

    - Bu dairede işler kolay çıkmaz.

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Yetişecek ölçüde olmak

  • Örnekler:

    - Bundan kendime manto yaparım, oğlana da bir palto çıkar... dedi.
    Yazar: Aziz Nesin
  • Bir şeyden bir şey eksilmek

  • Örnekler:

    - Dörtten iki çıkarsa iki kalır.
  • Meydana gelmek

  • Örnekler:

    - Uygunsuz dediğim vakalardan biri bir salon oyunu yüzünden çıkmıştır.
    Yazar: Reşat Nuri Güntekin
  • Sıyrılmak, ayrılmak

  • Örnekler:

    - Parkın merdivenini inerken, çıplak ayağına giydiği eski mest lastiğinin teki, fırladı, ayağından çıktı.
    Yazar: Samim Kocagöz

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak

  • Örnekler:

    - Osman Seden beni komedi filminde deneyip büyük bir başarı kazanınca bundan hepimiz kârlı çıktık.
    Yazar: Öztürk Serengil

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek

  • Örnekler:

    - Çok sonra öğrenecek bunu. Çok sonra, çocukluktan çıkıp kocaman adam olduktan sonra.
    Yazar: Tarık Dursun K
  • Bir şeyin yukarısına doğru yürümek

  • Örnekler:

    - Uzun, dik merdivenli bir yokuşu çıktık.
    Yazar: Refik Halit Karay

    - Özellikler:

  • -i (-i)

  • Bir inceleme, bir araştırma sonucu ... bulunmak

  • Örnekler:

    - Sularda bakteri çıktı.

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)
  • -de (-de)

  • Yetkili birinin makamına iş için gitmek

  • Örnekler:

    - Hazırladığı raporları yırtmış ve Ali Rıza Paşa’nın makamına çıkarak duyduklarını şifahen nakletmişti.
    Yazar: Ayşe Kulin

    - Özellikler:

  • -e (-e)

  • Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak

  • Örnekler:

    - Kendine on altı bin lira piyango çıkmış bir kimsenin birkaç yüz kuruşu ödeyememesi dosta düşmana garip görünecekti.
    Yazar: Hüseyin Rahmi Gürpınar

    - Özellikler:

  • -e (-e)

  • Bir konu yetkililerce karara bağlanmak

  • - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Mal olmak

  • Örnekler:

    - Bu ev dört milyara çıktı.

    - Özellikler:

  • -e (-e)

  • Oyunda herhangi bir rolü oynamak

  • Örnekler:

    - Arsız ve aptal mahalle çocuğu rolüne çıkmıştı.
    Yazar: Bedri Rahmi Eyüboğlu

    - Özellikler:

  • -e (-e)

  • Bir yere ulaşmak, varmak

  • Örnekler:

    - Karşı kaldırıma geçtiler, sağa sola saptılar, demir yoluna çıktılar.
    Yazar: Memduh Şevket Esendal

    - Özellikler:

  • -e (-e)

  • Karaya ayak basmak

  • Örnekler:

    - 1919 senesi Mayıs'ının on dokuzuncu günü Samsun'a çıktım.
    Yazar: Atatürk

    - Özellikler:

  • -e (-e)

  • Yayılmak, duyulmak

  • Örnekler:

    - Başından beri gazetelerde enstitü hakkında havadisler çıkıyordu.
    Yazar: Ahmet Hamdi Tanpınar

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Olmak, bulunmak, var olmak

  • Örnekler:

    - Bayramın son günü her iki kadının da işleri çıkmıştı.
    Yazar: Osman Cemal Kaygılı

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Bir iddia ile ortalıkta görünmek

  • Örnekler:

    - Sen onun karşısına çapkın bir adam gibi çıktın.
    Yazar: Peyami Safa

    - Özellikler:

  • -e (-e)

  • Koku, ses vb. yayılmak

  • Örnekler:

    - Lağımdan pis kokular çıkıyor.

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)
  • -den (-den)

  • Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek

  • Örnekler:

    - Güreşte ona çıkacak kimse yok.

    - Özellikler:

  • -e (-e)

  • Bir şey bulaşmak

  • Örnekler:

    - Uçmadan önce yaldızlı tozdan pulları elime çıktı.
    Yazar: Füruzan

    - Özellikler:

  • -e (-e)

  • Binaya kat eklemek

  • Örnekler:

    - Göl kıyısındaki evlerinin üzerine yeni bir kat çıkmışlar, verandanın önüne üzüm asması sardırmışlar...
    Yazar: Salim Nizam

    - Özellikler:

  • -i (-i)

  • Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak

  • Örnekler:

    - Bu kahveden sıkıldın, ötekine çıkarsın, anladın mı?
    Yazar: Memduh Şevket Esendal

    - Özellikler:

  • -e (-e)

  • Niteliği sonradan anlaşılmak

  • Örnekler:

    - Eyvah, bu da ötekiler gibi soysuz çıktı.
    Yazar: Reşat Nuri Güntekin

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Belirmek, tanınmak

  • Örnekler:

    - Bir ilçe belediye başkanı hepsinden açıkgöz çıktı.
    Yazar: Muzaffer İzgü

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak

  • Örnekler:

    - Oğlan akıllı çıktı, kimleri bulacağını, kimlerle çalışacağını bildi.
    Yazar: Oya Baydar

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Yerinden oynamak

  • Örnekler:

    - Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem davulu patlamıştı.
    Yazar: Reşat Nuri Güntekin

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Görünür veya belli bir durumda bulunmak

  • Örnekler:

    - Yüzünün derisi buruşmuş, elmacık kemikleri çıkmıştı.
    Yazar: Cahit Uçuk

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Oluşmak, olmak

  • Örnekler:

    - Birdenbire öyle soğuk çıktı ki pirinç tanelerini tutamaz oldum, parmaklarım şakır şakır titriyor!
    Yazar: Mahmut Yesari

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Piyasaya sürülmek

  • - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Bitmek, büyümek, sürmek

  • Örnekler:

    - Mayısın ortası olmadan ekinler çıktı.
    Yazar: Ümit Kaftancıoğlu

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Emir, talimat vb. verilmek

  • Örnekler:

    - Dört gün, dört gece yanına kimse varmayacak diye emir çıktı.
    Yazar: İlhan Tarus

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Ay veya mevsim geçmek

  • Örnekler:

    - Kış çıktı, bahar geldi, uzun tatil ayları geldi, Cevdet Bey’in yeri dolmadı.
    Yazar: Fakir Baykurt

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Yeni yetişip satışa sunulmak

  • Örnekler:

    - Önce badem ağacı çiçek açtı, sonra çağlalar ağaçları süsledi. Ardından erikler çıktı.
    Yazar: Vivet Çavlı

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • ► yükselmek

  • Örnekler:

    - Fiyatlar çıktı.

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Sesini yükseltmek

  • - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Giderilmek, yok olmak

  • Örnekler:

    - Gerçekten adamın kolundaki leke çıktı. Çıktı ama, üzerindeki kumaş da eriyip gitti...
    Yazar: Muzaffer İzgü

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)
  • -den (-den)

  • Bir şeyi unutmak

  • Örnekler:

    - İlk girdiğim zaman belki caddeden geçer, görürüm falan derken lafa dalmışım, hatırımdan çıktı.
    Yazar: Refik Halit Karay

    - Özellikler:

  • -den (-den)

  • Ay, Güneş görünmek

  • Örnekler:

    - Hava açılmış, ay çıkmıştı.
    Yazar: Refik Halit Karay
    - Güneş seni ısıtmak için çıkıyordu.
    Yazar: Yakup Kadri Karaosmanoğlu

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Kitap, dergi vb. yayımlanmak

  • Örnekler:

    - Yeni çıkmış Fransızca bir iki kitap bulunurdu.
    Yazar: Yusuf Ziya Ortaç

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Aktarılmış olmak

  • Örnekler:

    - Çok geçmeden haber çıkacağını kadınlık insiyakıyla derhâl sezmişti.
    Yazar: Refik Halit Karay

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Gerçek hâle gelmek

  • Örnekler:

    - İnsanın her gördüğü rüya çıkmaz ya!
    Yazar: Memduh Şevket Esendal

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak

  • Örnekler:

    - Arabanın direksiyonu çıkmak.

    - Özellikler:

  • nesnesiz (nsz.)

  • Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek

  • Örnekler:

    - Artık yaşanılır olmaktan çıktı İstanbul. Yaşanılır gibi değil. Daha doğrusu, İstanbul, İstanbul olmaktan çıktı.
    Yazar: Demirtaş Ceyhun
  • Flört etmek

  • Örnekler:

    - Sevim, senden başka bir kızla çıkmadım.
    Yazar: Attilâ İlhan

    - Özellikler:

  • -le (-le)

  • Erişmek, görmek

  • Örnekler:

    - Aklı başında ama sabaha çıkamayacağına kalıbımı basarım.
    Yazar: Sait Faik Abasıyanık

    - Özellikler:

  • -e (-e)

  • Harcamak zorunda kalmak

  • Örnekler:

    - Geçen hafta düğünümüz oldu. Çok paradan çıktım.
    Yazar: Aziz Nesin

    - Özellikler:

  • mecaz (mec.)

  • Vermeye katlanmak

  • Örnekler:

    - Çık bakalım paraları. Şıkır, şıkır... Bir, iki, üç... On, yirmi, otuz...
    Yazar: Sadri Etem Ertem

    - Özellikler:

  • -i (-i)
  • argo (argo)

Birleşikler: bata çıka, batçık, battıçıktı, zıpçıktı

Atasözleri, Deyimler, Birleşik Fiiller veya Kalıp Sözler:
  • çıkmadık canda umut var

Çıkmak kelimesi ile Google aramalarda en çok sorulan sorular şunlardır: Çıkmak ne demek? Çıkmak kelimesi nasıl yazılır? Çıkmak kökeni nedir? Çıkmak kelimesinin cümle içerisinde kullanımı.

'ÇIKMAK' Harfleri İle Yazılabilecek Kelimeler
2 Harfli Kelimeler3 Harfli Kelimeler4 Harfli Kelimeler5 Harfli Kelimeler6 Harfli KelimelerŞunlara da göz atmak isteyebilirsiniz:

Web sitemizde çerezler kullanmaktadır. Devam ederek çerez kullanımını kabul etmiş olursunuz. Detaylı Bilgi